Elveda Serkent

31.05.2009

Herşeyin bir sonu olduğu gibi, Serkent' te geçirdiğimiz güzelim yıllarımızın sonuna geldik.
Belkide Sakarya kategorisine yazdığım son yazı bu.

İyisiyle, kötüsüyle, macerasıyla, rezilliğiyle, doluluğu ile kısacası herşeyi ile güzel yıllar geçirdik.

Her öğrencinin yaşaması gereken bir olay dışarda okumak.

Hayallerimizi, anılarımızı, hatıralarımızı bir kartal'a sığdırdık düştük yollara.

Şimdi normal yaşama adaptasyon sürecine girmiş bulunuyoruz. 

Yapımda ve yayında emeği geçen tüm dost ve kardeşlerimize teşekkür ediyoruz.

0 kişi tarafından 0 olarak değerlendirildi

  • Currently 5.0/5 Stars.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sakarya,

Tekerlekli Serkent

31.05.2009

Saat 10:00 sularında tekerlekli bir Serkent görülmüştür. Görenlerin en yakın sağlık ocağına gözükmeleri rica olunur.

( 1 Kartal' a 2 oda eşya nasıl sığar ? )

1 kişi tarafından 5 olarak değerlendirildi

  • Currently 5.0/5 Stars.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sakarya,

2008-2009 Bahar Yarıyılı Serkent Mutfağı

30.05.2009

2008-2009 Güz Yarıyılı Serkent Mutfağı
Toplam Gider: 1,048.79 TL

0 kişi tarafından 0 olarak değerlendirildi

  • Currently 5.0/5 Stars.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sakarya,

Ne Böte'ymiş.

12.05.2009

Yazıma nereden başlasam bilemiyorum. Okumuş olduğum bölüm hakkında biraz olumsuz düşüncelerimi yazıya geçirme vakti gelmiştir diye düşünüyorum.

İlk olarak böte nedir?
Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi bölümü' nün kısaltılmışıdır.
Geçmişi çok eski olmayan, geleceği hakkında ise herkesin farklı bir yorum yaptığı bir bölüm.

Böte bitirenler ne iş yapıyor? 
Bu bölümü bitirenler Kpss'yi kazandıktan sonra öğretmen olma şansını elde ediyor.

Hangi ünvanları alıyorlar ?
Bütün ünvanları alıyorlar.
linkteki yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.

Şimdi gelelim; linkteki yazıyı okuyaların büyük bir kısmının yüzü gülmeye başlıyor.
Eğlenceli geliyor belki de, tebessüm ediyor.
Bilmiyoruz ki ağlayacak halimize gülüyoruz. Durumun vahimliğini, içler acısı halini görmek istemiyoruz belkide.

Eğitim Fakültesinde işler nasıl yürüyor ?
Eğitim fakültesinde, bu öğrencilere bilgisayar mı öğretsek, yoksa öğretmenlik mi öğretsek diye bir ikilem içerisinde sürerken, giren herkes mezun oluyor.

Öğrencilerin bir  çoğu bölümlerini tanımıyor.
İsminin Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri olduğu bir bölümde, öğrenciler tüm teknolojiden uzak, köydeki Mehmet Amca olmaya çalışıyorlar.

Verilen ödevler, araştırmalar sürekli başkalarından Kopyala-Yapıştır yöntemi ile çoğaltılıyor.

Öğretilmeye çalışılan herşeye, köprüyü geçene kadar muamelesi yapılıyor. Dersi geçelimde nasıl geçersek geçelim mantığı salgın hastalık gibi sürekli yayılıyor.

İlköğretim öğrencilerine gösterilen veritabanı dersi, üniversite öğrencileri tarafından saçma bulunmakla kalmıyor, dalga geçilmeye başlanıyor.

4. Sınıf bir öğrencinin geçmiş dönemlere ait hiçbirşey hatırlamaması örtük öğrenmeyi akıllara getiriyor, fakat bu bence örtük öğrenememe.

Bununla da yetinmeyip bu öğrenciler mezun oluyor. Peki sizce kendisi bilgisayar kullanmayı bilmeyen bir kişi nasıl olurda genç bir nesil'i eğitebilir, ya da nasıl genç bir nesil bu kişiye emanet edilebilir.

Teknolojiden yoksun bu bölümde, çalışan bir kaç öğretim elemanı haricinde, herşey böyle gelmiş böyle gider şarkısını söylüyor.

Bu yapıyı değiştirmeye çalışan, değerli bir hocam ile sene başında konuştuğumuzda bu yapının değişeceğini herkesin birşeyler öğrenebileceğini dile getirmişti. Dönem ortasında, yoklamanın sorun olmayacağı dile getirilince, son dersimizi 3 kişi işlemek zorunda kaldık.

Buradanda anlayacağımız gibi herşey köprüyü geçene kadar. Dersi geçelimde nasıl geçersek geçelim. Birşey öğrenmek önemli değil. Sene sonunda değerli hocam ile konuşmamız sırasında söylemiş olduğum Kafa yapısının değişmesiydi. Fakat burada kafa yapısını değiştiremeyeceğimiz apaçık ortada.

Teknolojiden son derece uzak bu bölümde, bir kaç öğretmenin yoğun çabalamaları ile ayakta durmaya çalışıyor. Bu çabalama yetmiyor. Zemin çoktan çürümüş.

Çan eğrisiydi, ödevdi, başka hocaları devreye sokmaydı her dersten sorunsuzca geçilebiliyor. Fakat öğrenme ise kocaman bir sıfır.

Değerlendirmenin ise tamamen yanlış olduğu bir fakültede, eğitimin verimliliğini araştırmak pek doğru değil diye düşünüyorum. Ödevi yapanla, yapmayan da aynı notu alıyor. Dersi önemseyende aynı notu alıyor, önemsemeyende aynı notu alıyor.

Verilen eğitim hiçbirşekilde değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Kağıt üstünde gözüken sınav sonuçları kafadanda yazılsa aynısı çıkacaktır.

Böte öğrencisiyiz, araştırmalıyız, eğitmeliyiz, teknoloji biz olmalıyız. Çevremizdeki en teknolojik insan olmalıyız, fakat biz ne yapıyoruz, çevremize böte'den kocaman bir beton duvar örüyoruz. Boş işler peşinde koşuyoruz.

Hiçbir seminer, fuar, teknoloji günlerine katılmıyor, ne olduğunu bile bilmiyoruz. Fakat en ufak konserde veya futbol maçında en önde koşuyoruz. Piknikleri en önce biz organize ediyoruz.

Şimdi tekrar düşünüyorum, böteli olmak onur verici bir şey mi yoksa utanç verici bir şeymi ?

Peki bu sistem nasıl düzelecek?
Öğrencileri değiştiremeyeceğimize göre, öğretim yöntemini değiştirmeliyiz.
Peki nasıl?
Uzaktan Eğitim
subjektif değerlendirmeden çıkıp, tüm öğrenciler için tek bir değerlendirme sistemi kullanılmalı.
Dersler herkese eşit ve aynı şekilde anlatılmalı.
Ödevleri herkes araştırıp kendi başına yapmalı.
Öğrenciler teknolojik olmalı.

İşte bunların hepsinin bir arada olduğu Uzaktan Eğitim olmalı.

Hakeden geçmeli, haketmeyen kalmalı.
Çalışan geçmeli, çalışmayan kalmalı.
Bilen geçmeli, bilmeyen kalmalı.
Kısaca herkes Eşit olmalı.

Her zaman Her Yerde Uzaktan Eğitim!

Şimdi ise 4. Sınıfta böteyi terketmeye hazırlanıyorum.

Bekle beni DGS, bekle beni Mühendislik

0 kişi tarafından 0 olarak değerlendirildi

  • Currently 5.0/5 Stars.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sakarya,

Serkentte Bir Vize Sabahı

05.04.2009

Güne güzel bir kahvaltı ile başladıktan sonra direk derse oturulur.

tabi dolapta yemek tükenmiş, açlık sınırına dayanıldığı unutulmuştur.

akşam olur yemek için düşünürken;

evde hiç bişey olmadığı farkedilir.

* makarna sosu var, makarna yok.
* pilav sosu var, pirinc yok.
* Tavuk var, kızartmak için yağ yok.
* çay var, şeker yok.
* patates var, ketçap yok.
* kahve kreması var, kahve yok.
* portakal var, artık yok.
* domates var, artık yok.
* kaşar var, kiri yok.

* benim burda ne işim var, yarın 3 vizem yok.

kurtarın bizi !!

-- sonunu merak edenler için .....   120 YTL  :):)

0 kişi tarafından 0 olarak değerlendirildi

  • Currently 5.0/5 Stars.
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5

Sakarya,