Suat Üstkan

Adapazari - Hendek arabasının ön saflarında meydana gelen bir olayı sizlere aktaracağım.

Hergünkü gibi bu sabahta Hendek arabasında şöförün arkasında yerimi almıştım. Otobüste ön saflarda oldukça sıcak bir hava hakimdi. Şöförün karadenizli arkadaşı muavin koltuğunda yerini almış yolculuk başlamıştı. Yol boyunca sohbet uzadı da uzadı. Eş, dost, akraba vs. İkisinin arasında geçen bu hoş sohbet diyalog ve şivelerinden dolayı onlara dinleyici olarak katılmamı sağlamıştı. Yolculuğumuzun son kilometrelerine doğru muavin koltuğunda oturan kişi trafik kazalarından, kırmızı ışıklarda insanların sabretmemesinden konuşmaya başlamış iyiden iyice şöförlere söylenmeye başlamıştı. Bu kadar lafın üzerine şöför dayanamayarak "akıl vereceğine para ver" gibilerinden hafifçe geveleyerek bir hınzırlık yapacağını sezdirmişti. Bunun üzerine birden odak noktası olan şöför bir şeyler planladığını, gülmesinden anlatmıştı.

Işıklara gelince durduk. Şöför birden göstergelere bakarak "ya bu kırmızı ışıkta neyin nesi ya.Neden yandı şimdi" diyerek hafifçe ayaklandı. Muavin koltuğunda ki arkadaş ise yerinden ok gibi fırlayarak "hımmm" diye gevelenirken şöför kapıyı açarak "bu Ön Stop Lambası git bak bakalım yanıyormu" dedi. Diğeri bir hışınla arabadan indi ön tarafa geçti ve aynı hızla terardan arabaya bindi.

---ULLLAAA önde fren lambası ne arar?

demesinin ardından ön saflarda bir gülme krizi yaşanmaktadır. Kendimi tutamayıp bende bu gülmenin içine girdim. Şöför ise susarak ve biryandan bıyık altından sırıtarak yoluna bakıyor. Muavin koltuğundaki arkadaşımız ise "Ullaaa Bak bunu yaziyorum bunu soracağim sana" diyor.

 Güne güzel bir başlangıç için Hendek Gül Kop. Teşekkürler.